Tarihe bir destan olarak altın harflerle yazılan, kahramanlık, fedakârlık denildiğinde dünyaca örnek olarak gösterilen ve nesil boyunca unutulmadan dillerden dillere aktarılacak olan Çanakkale Zaferimizin 108 yılında, bu Vatan için can vermiş tüm Şehitlerimiz düzenlenen törenlerle anıldı. 

Ankara Valisi Sayın Vasip Şahin başkanlığındaki heyet Anıtkabir’i ziyaret etti. Düzenlenen törene Emniyet Teşkilatı Vazife Malulü Şehit Aileleri Vakfı EMŞAV Genel Başkanı Gazi Abdurrahman Yılmaz, Genel Başkan Yardımcısı Ahmet Kavlak, Teşkilatlardan Sorumlu Yönetim Kurulu Üyesi Leyla Kanat, Ankara İl Başkanı İsmail Erol, Emşav Polisim Dergisi Halkla İlişkiler Müdürü Emrah Bayraktar’da katılarak protokolde yer aldı.

Aslanlı Yol’dan Uluönder Mustafa Kemal Atatürk’ün huzuruna gelen heyet adına Ankara Valimiz Uluönderimizin mozolesine çelenk bıraktı. Saygı duruşunun ardından İstiklal Marşı okundu. Vali Şahin, heyetle birlikte Misak-ı Milli Kulesi’ne giderek Anıtkabir Özel Defteri’ni imzaladı.

Anıtkabir de düzenlenen tören sonrasında Cebeci Asri Mezarlığı ile Gülveren Polis Şehitliğinde Şehitlerimizi anma törenleri düzenledi. Aziz Şehitlerimizin kabirlerini ziyaret eden Şehit Aileleri kabirleri başında Kur’an okuyarak onları dualarla, özlemle andı.  

Cebeci Asri Mezarlığı ile Gülveren Polis Şehitliğinde düzenlenen anma törenlerine katılan Emşav Şehitlerimizin kabirlerine çiçek bırakarak dua etti.

18 Mart Çanakkale Zaferi ve Şehitleri anma günü sebebiyle bir kez daha başta Uluönderimiz Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşları olmak üzere bu güzelim Vatan için can veren Aziz Şehitlerimizi rahmetle, Kahraman Gazilerimizi minnetle anarak, 18 Mart Çanakkale Zaferimizin 108. Yıl dönümünü kutluyoruz.

18 Mart Çanakkale Zaferi Anlam ve Önemi

Çanakkale Savaşları tarihimizin en büyük savaşlarından birisidir. Birinci Dünya Savaşı’nı galip bitirmek isteyen düşman devletler, gemileriyle Çanakkale Boğazı’nı geçip İstanbul’u almak istiyorlardı. Oysak ki bu Milletin evlatları 18 Mart 1915 tarihinde bir destan yazacaklardı. Millet olma bilincinin en büyük göstergelerinden biri olan Çanakkale Savaşları ilerleyen yıllarda Kurtuluş savaşımızın da başlamasına kazanılmasına zemin hazırlayan, bir azmin mücadelesidir. Çanakkale Zaferi özellikle genç nesillere en iyi şekilde anlatılmalı, öğretilmelidir.

Çanakkale’de alınan galibiyet dünya ülkelerinin güç dengelerini değiştirmiş ve yüce Türk milletinin belirleyici ve yönlendirici gücünü bir kere daha gözler önüne sermiştir.

Çanakkale Cephesi’nin Anadolu halkına verdiği azim, umut ve kararlılık Kurtuluş Savaşı’nın meşalesini de ateşlemiştir. Çanakkale Muharebeleri, 1. Dünya Savaşı’nın en önemli ve hassas bölümünü oluşturmaktadır.

Çanakkale Savaşı aynı zamanda ordumuzu zafere taşıyan Başkomutan Mustafa Kemal ATATÜRK gerçeğini ortaya çıkarmıştır.  Milletimiz 500 binden fazla evladını bu savaşta Şehit vermiştir.

Mukaddes vatan toprakları için, canlarını seve seve vererek; bir ulusun kaderini değiştiren, vatanımızı, istiklalimizi, sarsılmaz imanları, eşsiz cesaretlerine borçlu olduğumuz, Aziz Şehitlerimiz, dünyada eşi benzeri olmayan bir destan yazmıştır.

18 Mart tarihi kutsal vatan topraklarını canları pahasına koruyarak şehitlik makamına ulaşan Aziz Kahramanlarımızı bir kere daha hatırladığımız, minnettarlığımızı, şükran duygularımızı sunduğumuz kutlu bir gündür.

27.06.2002 tarihinde 4768 sayılı kanunla 18 Mart aynı zamanda Şehitler günü olarak da kabul edilmiştir.

Çanakkale’nin komutanı, Çanakkale savaşlarının büyük kahramanı Mustafa Kemal Atatürk. Diyor ki:

“Biz kişisel kahramanlıklarla uğraşmıyoruz. Yalnız size Bomba Sırtı olayını anlatmadan geçemeyeceğim: Karşılıklı siperler arasındaki mesafe 8-10 metre yani ölüm muhakkak. Birinci siperdekilerin hiçbirisi kurtulmamacasına düşüyor, ikinci siperdekiler onların yerine geliyor fakat ne kadar imrenilecek bir soğukkanlılık ve tevekkülle biliyor musunuz? Öleni görüyor, üç dakikaya kadar öleceğini biliyor ve en ufak bir çekinme bile göstermiyor. Sarsılmak yok. Okuma bilenler Kur’an-ı Kerim okuyor, bilmeyenler kelime-i şehadet çekerek yürüyorlar, cennete gitmeye hazırlanıyorlar. İşte, bu, Türk askerindeki ruh kuvvetini gösteren hayret ve tebriğe değer bir örnektir. Emin olmalısınız ki Çanakkale muharebesini kazandıran bu yüksek ruhtur.”