22 Mart 2023 Çarşamba
Olay, 18 Mart tarihinde Ilgaz ilçesi Gazi Dede Mahallesi İstanbul Caddesi’nde meydana geldi. Edinilen bilgiye göre, 1998 yılında Bitlis’te terör operasyonu sırasında şehit düşen Jandarma Er Sami Bayram’ın 77 yaşındaki annesi Gülperi Bayram, kızı Sevgi Doğanay ile birlikte pazara gitmek için evden çıktı. Sokakta yürürken bir anda yanlarına gelen şahsın saldırısına uğrayan Gülperi Doğanay, yaralandı. Olayı gören vatandaşlar durumu 112 Acil Çağrı Merkezine bildirdi. İhbar üzerine olay yerine sağlık ve polis ekipleri sevk edildi. Sağlık ekipleri tarafından ilk müdahalesi olay yerinde yapılan Bayram, Ilgaz Devlet Hastanesine kaldırıldı. Tedavisi tamamlanan Gülperi Bayram taburcu edildi. Kendisini darp eden şahsın gözaltına alındığını ve 1 gün sonra serbest bırakıldığını ifade eden Bayram, korktuğunu söyledi.
“‘Şehit annesine de şehide de küfür ederim’ deyip kızım ile bana vurmaya başladı”
Yaşanan Olayı anlatan Bayram, “Pazara gitmek için evden çıktım. Yolda hiç tanımadığım bir adam önüme geçerek küfürler etti. ‘Bana küfür etmeyin, ben şehit annesiyim’ dediğimde, ‘şehit annesine de küfür ederim, şehide de küfür ederim’ deyip kızımla bana vurmaya başladı. Ben yere yıkıldım. Hastaneye gittiğimde, ağzımdan burnumdan torba gibi kanlar aktı, beyin kanaması geçirdim, burnumda çatlaklar var. İfademi aldılar, saldırgan bir gün nezarethanede yattı ve şimdi o adam dışarıda elini, kolunu sallaya sallaya geziyor. Korkuyorum. Karşıma çıksa tanımam, hiçbir suçum yokken beni darp etti. Bu adamın ceza almasını istiyorum. Bugün bana yaptıysa yarın da başkasına yapar. Şehitlerin de annesi, babası var. Herkese sesleniyorum, herkes bu olayı duysun” dedi.
“Annemi evde tek başına bırakmaktan korkuyorum”
Annesi darp edildikten sonra evde yalnız bırakamadıklarını ifade eden Enver Bayram ise, “Anneme yapılan saldırıyı kınıyorum. Saldırgan şu anda elini kolunu sallaya sallaya geziyor. Bu adamın ceza almasını istiyorum. Annemi evde tek başına bırakmaktan korkuyorum” diye konuştu.
“Bugün böyle yapıldıysa yarın başka şehit ailelerine de yapılabilir”
Durumu öğrenip aileyi yalnız bırakmamak için ziyarete gelen Şehit Piyade Uzman Çavuş Mustafa Yorulmaz’ın babası İsmail Yorulmaz, “Annemi, şehit babası olarak ziyaretine geldik. Bu saygısızlığı çok kınıyoruz. Bugün böyle yapıldıysa yarın başka şehit ailelerine de yapılabilir. Ben buraya Cumhurbaşkanımıza ve gerekli mevkilere duyurmak için geldim. Bu saldırgan için ne gerekirse yapılmasını istiyorum. Bir şehit babası olarak benimde ciğerim çok kanıyor. Bir evladım vardı, onu da vatan için şehit verdim. Kapı çalsa korkuyor” dedi.
Merhaba can dostlarım!
Bugün 21 Mart.
Orta Asya geleneklerine göre,
“Bahar Bayramı-Nevruz Bayramı”.
Gül yüzlü Türk kızlarının ortalığı çiçek bahçesine çevirdiği bayram.
Biz Türkler PAYLAŞMAYI çok severiz.
Aşımızı-ekmeğimizi, azığımızı-suyumuzu paylaşırız; elimizdeki-avucumuzdakini bile son damlasına kadar paylaşırız. İlgimizi, şefkatimizi paylaşırız.
Mazluma kalkan, hastaya derman olmaya çalışırız.
Emin olun o kadar abartırız ki paylaşmayı;
“BAYRAMLARIMIZI” paylaşırız.
“Ayaz Ata’yı” “Noel Baba” yaparlar;
“Nevruz Bayramı” bizim derler ses çıkarmayız.
Sarmamızın, baklavamızın, dönerimizin envaı çeşit üretimimizin patentini alır el alem ses çıkarmayız.
HER ŞEYİ PAYLAŞIRIZ paylaşırız da,
AL BAYRAĞIN GÖLGESİ BİZİMDİR PAYLAŞMAYIZ;
TEK BİR KARIŞ TOPRAĞIMIZA AYAK BASTIRMAYIZ;
Yârimizin eline dokundurtmayız.
Yine dağıldı konu.
Bugün 21 Mart suya, toprağa, havaya cemreler düştü artık; BAHAR GELDİ-DOĞA ANA UYANDI ÇOKTAN.
TÜRKLER DOĞANIN İÇİNDE -DOĞA İLE BARIŞIK YAŞADIKLARI İÇİN KUTLARLAR İDİ DOĞANIN UYANIŞINI-BAHARIN GELİŞİNİ.
Varsın tüm dünya kutlasın BAHAR BAYRAMINI;
Dünya milletleri ile paylaşalım bayramımızı.
LAKİN UNUTMAYALIM Kİ İLK KUTLAYAN TÜRKLER OLMUŞTUR.
…
Hatırlıyorum da geçmişi.
Çocukken çok mutlu geçerdi bahar bayramlarımız…
Salıncaklar kurulur-ipler hazırlanır;
Ateşler yakılır; Sarma-börek-kek envai çeşit yiyecek hazırlanır;
Mahalleler toplu piknikler yapardı açık alanlarda…
Mutlu idik birlikte…
“Bahar Bayram’ı “Orta Asya Türk’lerinden başlayarak orta doğu coğrafyasına yayılmış ve gelenekselleşmiştir…
Oniki Hayvanlı Türk Takviminde görüldüğü üzere Türklerde çok eskiden beri bilinmekte ve törenlerle kutlanmaktadır.
Türklerde 21 MART’ın önemi, bugünün bir “KURTULUŞ GÜNÜ-ERGENEKON DESTANI-GÖKTÜRKLERİN YENİDEN DOĞUŞU” olarak kabul edilmesidir. Yani Ergenekon’dan çıkıştır. Orta Asya’daki Türk topluluklarından Azeri, Kazak, Kırgız, Türkmen, Özbek, Tatar, Uygur Türkleri, Anadolu Türkleri ve Balkan Türkleri Nevruz geleneğini canlı olarak günümüze kadar yaşatmışlardır…
Gece ile gündüzün eşitlendiği 21 Mart’ta güneş göçmen kuşlar gibi kuzey yarımküreye yönelir. 21 Mart ile birlikte havalar ısınmaya, karlar erimeye, ağaçlar çiçeklenmeye, toprak yeşermeye, göçmen kuşlar yuvalarına dönmeye başlar.
Asıl kutlanan:
“TABİAT ANANIN KIŞTAN KURTULUP,
YAZA KAVUŞMASIDIR…”
Bahar Bayramınız kutlu olsun dostlarım!
Av. Tülay Bekar
Can Dostlarım Merhaba !
50 bin kolay değil 50 bin yurttaşımız deprem felaketinde hayatını kaybetti…
100 bini aşkın yaralımız var.
Ve bu sayıları aşkın evsiz yurttaşımız.
Kolay değil acılara dayanmak…
Vefat edenlerin ruhları şad olsun; yaralılara acil şifalar diliyorum.
…
2015 ve 2016’da da sayısız Asker, Emniyet Mensubu ve Sivil Şehit verdi ÜLKEM.
Sizlerden talebim var, Ankara’da ikamet edenlerden talebim…
13 Mart 2016’da “BİZLERİ” kaybetmiştik…
KAYBETTİKLERİMİZİ ANMAK VE BİZE DESTEK OLMAK İÇİN BİZE KATILIRMISINIZ!
…
“Ne çok yamaya ihtiyaç doğdu dostlarım, ne çok yama tutmadı acılarımız, çığlıklarımız, hasret ve gönlümüzdeki derin yangın…
Özlemeyi bilmediğimizi bir gidişiyle öğreten güzel insanlar.
Ey! Gönlümüzün beklenmeyen derin acıları…
Biz bu özlemi, biz bu dolmuşluğu hiçbir ateşte kül edemedik…
Görmeden yıllardır konuştuğumuz melekler…
Bugün, bu gece sizleri bir kere daha hatırlatacağız…”der 13 Mart GÜVENPARK PLATFORMU…
…
BEKLİYORUZ YÜREĞİ BİZLE ATANLARI…
13 Mart Pazartesi günü saat 13.00’de Güvenpark’ta, hiç gitmek istemediğimiz o yerde kaybettiğimiz yakınlarımızı anmak ve basın açıklaması yapmak üzere toplanacağız.
BİZ ERA HUKUK BÜROSU OLARAK BİLA BEDEL TAKİP ETTİĞİMİZ GÜVENPARK KATLİAMINDA, KAYBETTİKLERİMİZİN YAKINLARI İLE YİNE GÖNÜL GÖNÜLE-EL ELE OLACAĞIZ…
Sizleri de bekleriz…
Av. Tülay Bekar
Ankara’da yağmur güzelde DEPREM BÖLGESİNDEKİ CANLAR için soğuk, ıslak, çar-çamur.
…
KADINA-ÇOCUĞA ŞİDDET HER YERDE GEÇEN SENE BUGÜNDEN DAHA DA FAZLA.
STOK VE ZAM FIRSATÇILIĞI DA HAKEZA ÖYLE.
…
YÜREKLERİN BİR KISMI KAPKARA!
EMPERYALİZM Mİ YÜREKLERİ SOĞUTUYOR AHLAKİ-KÜLTÜREL-SOSYAL YOZLAŞMA ile;
YOKSA YÜREKLERİN SOĞUKLUĞUNDAN MI YARARLANIYOR? GRİFT BİR SORU!
İkisinin de cevabı EVET…
…
Zamlar yağmaya devam eder iken, FIRSATÇI SATICILAR, EV SAHİPLERİ, EMLAKÇILAR her yerde…
…
Geçmişte bugünlere gidelim, tarihe bakalım:
-ASALA ERMENİ TERÖR ÖRGÜTÜ eli ile katlettirmişti RAHMETLİ BÜYÜKELÇİ GALİP BALKAR’ı 9 Mart 1983 senesinde.
-ELİ KANLI PKK-FETÖ iş birliği ile gerçekleştirmişti 13 Mart 2016’da GÜVENPARK KATLİAMINI.
…
SEÇİM AREFESİNDEYİZ.
BEYNİM ARI KOVANI MİSALİ.
DEPREM-YİTİRDİKLERİMİZ-CANLARIMIZ ile HER GÜN ACIYLA sınanıyoruz.
EKONOMİK olarak sıkıntılı günlerdeyiz.
KÜLTÜREL VE AHLAKİ YOZLAŞMA içerisinde bocalıyoruz.
Devletçilik ilkesini unutup her şeyi özelleştirdiğimizi “KIZILAY olayında” daha da iyi gördük…
Karnımızı doyurmak için dışarıya bağımlı hale geldiğimiz bu günlerde:
“RABBİM TÜRK MİLLETİNE BİR DAHA İSTİKLAL MARŞI YAZDIRMASIN” MEHMET AKİF ERSOY’UN dediği gibi…
TÜRK MİLLETİ için gurur veren tarihlerdi 102 yıl önce bugünler dostlar!
“BAK! YİNE AĞARIYOR TANYERİ…
KORKMA SÖNMEZ BU ŞAFAKLARDA YÜZEN ALSANCAK;
SÖNMEDEN YURDUMUN ÜSTÜNDE TÜTEN EN SON OCAK…”
diye başladı Mehmet Akif ERSOY 10 mart 1921’de İSTİKLAL MARŞINI YAZMAYA;
48 saat sonra oybirliği ile 12 Mart 1921’de
İSTİKLAL MARŞI TBMM’de kabul edildi…
Mehmet Akif verilen ödülü kabul etmedi;
10 kıta olarak yazdı şiiri.
İlk ve son kıtası beş mısra,
Aradaki 8 kıta dörder mısradan oluşuyordu…
Daha sonra; “BAK YİNE AĞARIYOR TANYERİ”
Mısrası çıkarıldı, şiir 41 mısra olarak kaldı…
ŞAİRİN DEDİĞİ GİBİ;
RABBİM BU MİLLETE BİR DAHA İSTİKLAL MARŞI YAZDIRMASIN!
KURTULUŞ SAVAŞINI GERÇEKLEŞTİRENLERİN RUHLARI ŞAD OLSUN…
İSTİKLAL MARŞI KABUL YILDÖNÜMÜ HATIRLANSIN, KUTLANSIN…
Av. Tülay Bekar
Merhaba Dostlarım!
Sabah televizyonda bir programda, kahraman BOŞNAK kadınlarını konuşturdular kadınlar günü hasebiyle.
Ben ilk defa 1998’de görmüştüm oraları…
Toprak Ana’nın yaralandığını; paramparça olduğunu, Toprak Ana’nın dövüldüğünü, tecavüze uğradığını, hırpalandığını örselendiğini, öldürüldüğünü…
İnsan ve İNSANLIK kaybolmuştu; İNSAN OLANLAR TECAVÜZ, İŞKENCE ile KATLEDİLMİŞLERDİ ve MAVİ KELEBEKLER doğurmuştu TOPRAK ANA vahşetin bağrından…
LAKİN ÖYKÜLERİ DONUK YÜZLERİNDE, BEDENLERİ DİMDİK; ÖRSELENMİŞ RUHLARINA İNAT ONURLU SAVAŞÇI KADINLAR OLARAK KARŞILAMIŞLARDI BENİ.
2005’de gittiğimde acı öykülerini kısmen anlatabilmişlerdi.
Selam olsun KAHRAMAN KADINLARA!
…
KADIN OLABİLMEK;
KADIN HAKLARINDAN BAHSEDEBİLMEK:
BİREY-ÖZGÜR YURTTAŞ OLURSAN MÜMKÜNDÜR.
İSTİKLAL VE HÜRRİYETİN VARSA MÜMKÜNDÜR.
YURTTAŞ OLMAK, HAKLARINI SAVUNABİLMEK İÇİN:
-ULUS DEVLET,
-MİLLİ DEVLET,
-ÜNİTER DEVLET,
-GÜÇLÜ DEVLET,
-TAM BAĞIMSIZ DEVLET sınırları içerisinde yaşıyor olmalısın…
BÖYLE TANIMLANMIŞ BİR DEVLET’DE yaşıyor isen ve yurttaş isen; bu seferde haklarını savunabilmek, düşünmen, değerlendirmen ve ifade etmen ile mümkündür.
Yani ÖZGÜR BİREY YURTTAŞ olmalı ve düşüncelerini bağımsız bir ortamda ÖZGÜRCE İFADE EDEBİLMELİSİN…
BUNLAR YOKSA SEVGİLİ KADINLAR!
KADIN HAKLARINDAN BAHSETMEK MÜMKÜN DEĞİLDİR…
…
Ben Tülay Bekar Önce Yurttaşım;
Bireyim, özgür Cumhuriyet kadınıyım…
Sonra Avukatım…
CUMHURİYET İLE YÖNETİLEN
LAİK-SOSYAL HUKUK DEVLETİ
Yurttaşı olmadan; Özgür birey kadın olamam…
Avukatlığımda hiçbir işe yaramaz;
Haklarımı bilsem de kullanamam;
Kullanmamı engellerlerse savunamam.
EZCÜMLE; CUMHURİYET,
HUKUK DEVLETİ, LAİK DEVLET, HUKUK ÜSTÜNLÜĞÜ, BİREYİN HUKUKİ GÜVENLİĞİ,
SOSYAL DEVLET BENİM KIRMIZI ÇİZGİM…
VATANIM İÇİN ÖLÜRÜM;
BAYRAĞA AL KANIMI VERİRİM.
TÜRKLÜĞÜM İSE GURUR KAYNAĞIM,
TAŞIDIĞIM MADALYAMDIR…
Kadın Atalarımızdan aldım bu düsturu!
…
Mustafa Kemal ATATÜRK 12 yaşında cephede savaşan Nezahat’a sorar;
“Burada ne yapıyorsun?”
Nezahat şöyle cevap verir;
“Ben askerlerin kalesiyim, dönmek isterlerse karşılarında beni bulurlar.”
Ve Nezahat Onbaşı,
1921’de İstiklal madalyası verilmesi önerilen ilk vatandaş; kadın vatandaşımızdır. Hatırlayalım!
RUHLARI ŞAD OLSUN; MEKANLARI CENNET…
Ben, biz birey özgür kadın yurttaşlar,
Cumhuriyetin kalesiyiz…
Yıkmak isterlerse!
Karşısındayım, karşılarındayız.
“8 Mart Emekçi Kadınlar Günü”
Kutlu olsun.
Av. Tülay Bekar